7 Nisan 2011

Panaroma

Bu yıl Spor Toto Süper Lig’de Anadolu takımlarının kadrolarını gerçekten takım ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde takviye etmesiyle, bir yandan lige renk katmasıyla bir yandan da amaç değil araç transferler gerçekleştirerek doğru ve yerinde hamleler yapmışlardır. Burada üzerinde durulması gereken önemli konu transferlerde Anadolu takımlarının “amaç değil araç transferler” yapmış olmalarıdır. Buradan şunu anlamamız gerekiyor: transferlerde amaç salt taraftarı memnun etmek ve tribüne seyirci çekerek kulübün cebini doldurmak değil, şampiyonluk amacına bir adım daha yaklaşmak; Trabzonspor ve Bursaspor örneklerinde yaşandığı gibi Anadolu’dan bir şampiyon daha çıkarmak amacıyla transferler yapmaktır. Artık ligde son üç sezondur daha da artarak devam eden “kolay maç yoktur” anlayışı kuvvetlenmiştir. Geçen sezonlara göre seyir zevki daha yüksek olan maçlar izlemekteyiz. Burada yukarıda saydığımız etkenlerin de payı büyüktür.

Süper Toto Süper Lig’in “Üç Büyükleri”nden Beşiktaş ve Galatasaray’ın bu yıl yaşadıkları temel problemleri de burada göz ardı etmemek gerekir. Örneğin bu yıla damgasını vuran flaş transferlerle giriş yapan Beşiktaş’ın takım ruhunu yaratamaması, sezon başında yakaladığı malzemecisinden-başkanına ruhunu, gelen kamuoyu yıpratmasına da dayanamayarak sessizce bozması, ardından gelen mali-idari ve sportif başarısızlıklar hem takımı ligin arka sıralarına götürmüş hem de büyük bir eleştiri almasına sebebiyet vermiştir.

Yine Galatasaray’a gelecek olursak; kimilerine göre futbolcuların özel hayatı, -her ne kadar katılmasak da- kimilerine göre Rijkaard’ın erken gönderilmesi ve yapılan yanlış transferler, yerine ikinci kez gelen efsane kaptan Hagi’nin ve transfer edilen oyuncuların takıma adapte olamaması ya da yeterli seviyede olamamaları, – ki burada Hagi’nin yeterliliği de tartışılır- Hagi’nin bir kez daha sezonu tamamlayamadan gitmesine ve Galatasaray’ı ligin bitimine yedi(7) hafta kala tarihinin en kötü sezonu ile baş başa bırakmasına neden oldu.

Lig’in Ezber Bozan Takımları

Kayserispor – Gaziantepspor – Bursaspor: Bu yıl geçen yıl ki başarılarının üstüne bir tuğla daha koyarak ligin üst sıralarına demir attılar. Yaptıkları yerinde ve ses getiren transferlerle hem taraftarını hem de futbol severleri memnun ettiler. Bursaspor’un şampiyonluğun ardındaki sene alt sıralara doğru gerilemeyişi, mevcut kadrosunu elinde tutarak daha da güçlendirmesi; Kayserispor’un –son üç haftadaki performansını saymazsak- oynadıkları çoğu maçta, -örneğin ligin ikinci yarısındaki Trabzon maçında olduğu gibi- göze hoş gelen futbol oynamaları; Gaziantepspor’un istikrarlı ve arzulu futbolu. Bunun yanı sıra bu üç takımın da aynı sezonda Avrupa kupaları yolunda sonuna kadar mücadele vermeleri, ligde bu yıl ezberleri bozdu.

Lig’in Yenileri

Bucaspor’ un sezonun daha başında en büyük hata, Süper Lig’e getirdiği mevcut kadroyu baştan aşağı dağıtması olmuştur. En azından Süper Lig’e alışma evresini atlatana kadar mevcut kadrosunun kemik isimlerini elinde tutabilir ve devre arasına doğru yerinde transferlerle elini güçlendirebilirdi. Şimdi öyle görülüyor ki, Bucaspor için “geldikleri gibi giderler” demek doğru olacaktır. Karabükspor ise siyah incisi Emenike ile ligin ritmini yakalamış, Birinci Lig’de yakalamış olduğu heyecan ve azmi kaybetmeyerek Süper Lig’e bu başarısını yansıttı. Konyaspor sezona büyük umutlarla giriş yapmasına rağmen Ziya Doğan hocanın devre arasını bekleyerek yaptığı transferlerin daha sonucunu görmeden takımla yollarını ayırması beklide onların da bu sezon sonlarını getirdi.

Süper Toto Süper Lig’in başlangıcından bu yana verdiği tek mesaj vardı:

Bu ligde ne zayıflara yer var, ne de küçük büyük ayrımına!

Fado & SK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder