8 Şubat 2013

Samet Aybaba'dan Açıklamalar


Beşiktaş J.K. Teknik Direktörü Samet Aybaba, BJK TV’de yayınlanan Konuşan Beşiktaş Programı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.



BJK İletişim Koordinatörü ve BJK TV Genel Müdürü Tuğrul Yenidoğan'ın moderatörlüğünü yaptığı programda, Beşiktaş’ı takip eden basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Teknik Direktör Aybaba'nın açıklamalarından satır başları şöyle:




"Sağlık Ekibinde Büyük Bir Değişim Yaşanmadı"


Sağlık ekibi sponsorluğa bağlı. Bu ekibin başında Ömer Taşer var. Bir önceki dönemden kalan arkadaşlar ile çalışıyoruz. Ekipte bu sezon büyük çaplı bir değişim yaşanmadı. Sadece doktorumuz değişti İsmail Başöz göreve geldi. Selçuk Erdoğan ve Ersin Aka’yı biz getirdik ve onlarla çalışıyoruz.


Herkesin farklı  bir yapısı vardır. Ben her şeyi konuşmaktan yanayım. Ben bir oyuncu ile yorum yaparken doğruları söylüyorum ama farklı yerlere çekilebiliyor. Kafamdaki teknik direktör tipi, maçtan önce ve sonra olanları doğru bir şekilde anlatan bir teknik adam yapısıdır. Ama ülkemizde bu konuda sıkıntılar var, ben de bunları yaşıyorum.


Devre arası transfer yapmak çok zordur. Özellikle de ekonomik anlamda maliyet çok yüksektir. Takımlar iyi oyuncularını başkalarına vermezler. Biz de yola bu noktadan çıktık. Gökhan Süzen’i geleceğe yönelik olarak aldık. Sezon başında bu transfer olmamıştı. Dentinho’nun transferinde Lucescu’dan çok katkı sağlayacak bir oyuncu olduğunu ve Beşiktaş’a fayda sağlayacağı bilgisini aldık. Oyuncu gelmeden önce bir çok şeyi göz önüne alıyoruz ve yöneticilerimize bildiriyoruz. Onlar da transfer için gereken çalışmayı yapıyorlar.


"Transfer Çalışmalarını Mart Ayında Bitirmek İstiyoruz"


Uzun vadeli scouting çalışmaları yapıyoruz. Bir çok oyuncu izliyoruz ve raporlarını alıyoruz. 5-6 aylık bir planlama değil uzun vadeli düşünüyoruz. Türk oyuncu sayısını yükseltmeyi hedefliyoruz. Arkadaşlarımız gurbetçi oyuncuları da izlemeye gidiyorlar ve araştırma yapıyorlar. Pozisyonları söylüyoruz ve uygun oyuncu tiplerini rapor halinde getiriyorlar. Önümüzdeki sene ile ilgili transfer çalışmalarını Mart ayında bitirmeyi hedefliyoruz.


Sezon başında takımın başına geçtiğimde Beşiktaş küme düşmemeye oynar, olumlu bir şey yapamaz, fazla bir şey beklemeyin diyorlardı. Şu an Türkiye’nin en çok gol atan ve beğenilen takımıyız. Son 10 – 20 yılda bu kadar talihsiz şeyleri hiç bir takım yaşamamıştı. Maç içinde hatalarımız da olabilir, oyuncularımızın da bazı hataları olabilir. Takımımız sezon başında yaşanan zorlukları aşabilmek için çok çaba gösterdi diyebilirim.


Oyuncular ile diyaloğumuz sezon başından itibaren  hiç bir değişime uğramadı. Oyunculara bizim söylemlerimiz üzerine rahatsız olmaması gerektiğini söylüyoruz. Messi’yi ister misiniz dediklerinde Olcay ile çekişir dedim, kamuoyu zaten o dönem Olcay’ın iyi oynamadığını biliyordu. Ama teknik adam bunu söylediği zaman oyuncusunu öne attı diyorlar. Hep oyuncuyu öven, kötü oynadığında bile mazeretlerin arkasına saklanan oyuncu tipi mi yaratalım, ne yaptığını bilen ve bunları söyleyebilen oyuncu tipleri mi yaratalım? Bunu sağlayabilmek için medyaya da görev düşüyor. Oyuncu diyaloglarında bu tür sıkıntılar yaşanıyor.



Bizim kilit oyuncularımız var. Bunlar eksik olunca performans tabii ki düşer. Bazı oyuncularımız arasında uçurumlar var. 2. yarı başlarken bunun sıkıntısını da yaşadık. Olayların bu kadar ters cereyan ettiği bir Beşiktaş izlemiş miydiniz? Herkes hata yapacak ve ortaya kötü bir tablo çıkacak. İstanbul Büyükşehir Belediye maçını kazanabilirdik mesela, Karabük maçını da aynı şekilde. Ama Galatasaray karşısında varlık gösteremedik. Bunlardan ders çıkarmamız lazım.


Bazı oyuncularımız Karabük maçında mesela bir hayli rahatlık yaşadılar. Antep maçında da rahatlık yaşadığımız için kaybettik.


"Beklentileri Yükselttik"


Sezon başındaki beklentileri yükselttik. Kırılgan bir takımımız da var.  Kaybedince takım olarak düşüş yaşıyoruz ama bu iyi bir şey. Takım hiç bir şey hissetmezse bu daha kötü. Gizli hedefimizi çok söylem haline getirmemeliydik. Takımda bazı şeyler yeni yapılanıyor.


Benim takım içinde olan her olaydan haberim var. Tesislerde uçan kuşun bile ne yöne gittiğini biliyorum. Bizim sistemimiz bu şekilde ve bizim de bir yönetim tarzımız var. Herkes ile doğruları yorumluyoruz ve her şeyi konuşuyoruz. Necip ile ilgili Abdullah hoca ile de birebir konuştuk ve mesajlar gönderdim. Oyuncum hak ediyorsa bunu söylerim. Sağlık ekibi maçlara ve antrenmana çıkmadan önce bizi bilgilendirmek durumunda. Bize sürekli bilgi ve rapor veriyorlar. Şimdi kötü giden bir şey olsa ben Beşiktaş menfaati için kimseyi tanımam. Gerekirse söylerim ve sağlık ekibi ile yanlış giden bir şey varsa yollar ayrılır.


"Hücumdaki Coşkumuzu Savunmaya Yansıtamıyoruz"


Biz oyuncularımız ile fazla gol yediğimizi konuşuyoruz. Hücumdaki coşkumuzu savunmaya yansıtamıyoruz. Bu oyuncularımızın eksikliklerinden kaynaklanmıyor, coşkulu savunma yapamıyoruz. Olcay ve Hilbert’i mesela tutamıyoruz. Oyunun kilidini çözmek için oynuyorlar. Takım savunmasını geriye yaslanıp coşkuyla yaparsak, mesela Orduspor maçında bunu başarmıştık ve 2 gol atmıştık. Geriye dönüşü coşku ile yapamayınca bu problem de devam ediyor.

Niang’ın Elazığspor maçında ilk 11’de olması zor.


"Genç Oyuncular 1 Saniyeyi Bile Değerlendirmeli"


Beşiktaş büyük takım. Genç oyuncu 1 saniyeyi bile değerlendirmeli. Bu bile ödüldür. Antrenmanda genç oyuncu ne kadar önemli olduğunu anlaması lazım. Bu değerler artık kaybolmuş. Son 5 senede 1 tane Necip var. Sezon başında Necip’in gönderilmesi söz konusuydu çünkü formsuzdu. Şimdi bence en önemli oyuncularımızdan biri. Ben onu sorumluluk alsın diye 2. kaptan yaptım. Necip’i diğer arkadaşlarının örnek alması lazım. Hepsinin gözünün içine bakıyorum. Eğer katkı sağlayamacak oyuncu varsa hemen yolları ayırmak lazım veya yeniden yapılandırılması lazım. Hasan Türk iniş çıkışlar yaşıyor, Muhammed Demirci yeni yeni çizginin dışına çıkmaya başladı; vuruyor, koşuyor, özgüveni artıyor. Yarın öbür gün takımda yer alabilir. Biz hep dedik ki 5 yılın takımını oluşturacağız. Başarılı olan takımlar Türkiye’de hep yerli oyuncularının taşıması ile başarılı oldular. Bizim dönemde de böyleydi. Biz de Beşiktaş’ta böyle bir takım yaratmak istiyoruz. Biz de iyi yabancı oyuncuların farkındayız. Ben mesela seneye 15 – 16 üst düzey profesyonel oyuncu, 9 genç oyuncu planlıyorum. Planım bu. Önümüzdeki yılların çekirdek kadrosu oluşsun diye. Bu şekilde sportif başarı da daha kolay gelir. Takım birlikte sevinmeli ve üzülmeli. Biz Beşiktaşlıyız, benim başka düşündüğüm bir şey yok. Tüm kapılar Beşiktaş’a açılır. Aldığımız oyuncuları da çok şeyi göz önüne alarak yapıyoruz.


3 gündür futbol okullarımız geliyor tesislere. Sizlere haftanın 1 günü antrenmanları açıyoruz. Anadolu takımlarının aksine Beşiktaş gazeteler ve Tv’de sürekli var. Buna karşı da değiliz.


Taraftar grubunun ruhunu geri kazandırmak için sürekli bir şeyler yapıyoruz. Maçlara gittik, tekrar yeniden Beşiktaş ruhunu yaşatalım diye birçok yere gittik. 



"Basının Antrenmanlarda Olmasından Şikayetçi Değilim"


Antrenmanlarda basının olmasından yana şikayetim yok. Ama Galatasaray antrenmanlarını ne kadar basına açıyor, siz söyleyin ben de söyleyeceğim.


Herkes kadronun dışında kalabilir. Büyük takım bence 2 santrafor oynar. Galatasaray maçında Mustafa Pektemek’i kaybettik, bu en büyük talihsizliğimizdi. Şu an Niang tamamen hazır değil, direk oynatacağımız 2 hazır santrafor yok ama sakatlıklar geçince 2 forvet oynatmayı istiyorum.


Takımda kupa hedefinin baskısını kaldıracak oyuncu sayısı çok az. O yüzden maç maç hedefler koyuyoruz ki takım baskı altına girmesin, haftalık yaşasın. Kupa kazanmayı da çok özledim.


"Beşiktaşlılık Benim Yaşam Tarzım"


Beşiktaşlılık benim için yaşam tarzı. Her şeyimi Beşiktaş’a adadım. Bireysel oyuncular üzerinden eleştirilerden bir konsensus sağlayamazsınız. Genelde maçın gidişini nasıl etkiliyorsun, böyle bakmak ve düşünmek lazım. Bunlar futbol adamlarının konuşacağı şeylerdir.


Ben kendimi de eleştiriyorum. Maçın ardından o maçı tekrar kafamda yaşıyorum ve değerlendirmeler yapıyorum. Arkadaşlarla da sürekli konuşuyoruz. Yardımcılarla da aynı şekilde. Bizim hayatımız bu. Biz maçtan sonra başlıyoruz; kim sakat, kim cezalı, kim formsuz bunları inceliyoruz ve bunun üzerine bir plan oluşturuyoruz.


Biz çok şanssızız bence. Maçları alt alta koyun ve diğer takımları da düşünün. Bizim şanssız olduğumuzu göreceksiniz. Ayrıca Anadolu takımlarının başarılı olması beni mutlu ediyor. Türk futbolu her anlamda geriye düşmeye başladı. Ama insanlar hala büyük işler ve transferler bekliyor.


Biz rakibi belli bir alanda karşılayıp çabuk ataklar yapmak istiyoruz. Rakibi her anlamda bozmaya çalışan bir sistemimiz var. Bu tip transferler ve büyük oyuncular ile bunu nasıl yapacaksınız?

Milli takımda çok kaliteli oyuncular var. Ama işler iyi gitmiyor. Anadolu takımları da Çek Cumhuriyeti gibi oynuyor.


Beşiktaş’ın 400 trilyon borcu var, biz de böyle daha fazla transfer yapabilirdik. Ama biz planlayalım ve alt yapıdan gelen oyuncular ile sistemi kuralım ve bir kaç yabancı alarak başarı sağlayalım. Bizim planımız bu. Bu şekilde hem ekonomik hem de sportif anlamda başarı sağlayabiliriz.


"Beşiktaş’ın İçindeki Durumdan Çıkması İçin En Uygun İnsan Bendim"


Kulüpler önce nasıl bir hoca istediğini düşünüp ona göre plan yapması lazım. Türkiye’de bu düşünülmüyor. Benim Beşiktaş ile daha önceden de görüşmelerim oldu, hatta anlaştığımız da oldu. Şimdi Beşiktaş’ın içindeki durumdan çıkması için en uygun insan bendim. Ben de böyle düşünüyordum. Yönetim ile paralel düşüncelerimiz de vardı. Ben yine 15. sırada falandım. Benim içimdeki hedef Beşiktaş’a gelip bu durumdan kurtarmaya yardımcı olmaktı. Dediğim gibi 10. 12. tercih olarak geldim. Daha önceki anlaşmalarımız da sonradan bozuldu. Belki daha önceki yönetimlerin benimle ilgili düşünceleri farklıydı.


Teknik direktörlerin kontratları bitmeden takımlarından ayrılmaları beni rahatsız ediyor. Planlarınızı yarıda bırakıp gidiyorsunuz.. Bu doğru değil. Usulune göre bunu yaparsanız takımlara da hocalara da zarar gelmez. Sonuçta belli bir prosedürü işleterek ve insanları kırmadan yapmak başarıyı daha çabuk getirir.


Beşiktaş’ta çalışan herkesin Beşiktaşlı olması gerekmiyor. Ama Beşiktaş’ta Beşiktaşlılık ruhunu geri getirecekseniz ve bazı değerleri ön plana çıkarabilecekseniz bunu da düşünmelisiniz.


Ulvi hocayla da, Recep hocayla da daha önceden çalıştım. Ancak Beşiktaş’ı bu durumdan çıkarabilecek en doğru arkadaşların da Beşiktaş’ın içinden gelmesi gerektiğini düşünüyorum.


Biz iyi işler yaparsak arkamızdan geleceklerin de yolunu açmış oluruz. Bundan da mutluluk duyarım. Ben Rıza ile de her maçtan sonra konuşurdum, bu bana keyif veriyor.

"Yerli Kondisyonerlere Güveniyorum"

Yerli kondisyonerlere güveniyorum. Bizim kondisyonerlerimiz de eğitimli, okullardan mezun ve çok bilgili bir ekip her geçen gün kendilerini geliştiriyorlar.

Ben de yabancı kondisyonerlerle çalıştım. İyiler de var kötüler de var ama bizim spor akademilerinde yetişen kondisyonerleri ne yapacağız? Yetenekli olanlarla çalışıyoruz. Onlardan çok memnunum. Yabancı olunca iyi olacak diye bir şey yok. Tartışmamız gereken konu nasıl daha iyi olabiliriz. Altyapılarda çalışan çok yetenekli hocalarımız var, onlara da sahip çıkmalıyız. 


Sezon başında kısıtlı imkanlarımızla Escude’yi aldık. Escude’yi Real Betis istedi, biz vermedik Escude de "Mutluyum ve gitmek istemiyorum" dedi. Mcgregor’u ise West Ham United istedi ve 2.5 milyon Euro verdi. Takımdaki tüm oyuncularımızın talibi var. Bunun sebebi de takımımızdaki yükseliş. 


Sezon başı 6 yabancı istiyorum demiştim, şimdi 9 yabancımız var. Sezon sonunda 6’ya indireceğim ama hepsinden memnunum.


Altyapıdan 4 tane kaleci adayımız var. 1994 doğumlu Emre Metin var mesela. 2 sene sonra Beşiktaşın 1. kalecisi olabilir. 10 sene kaleyi koruyabilir. İzlediğimiz yerli kaleciler de var. Cenk gibi bir kaleci daha almalıyız. Planımız bu. 


"Planımız Uzun Vadeli Başarı Yakalamak"


Şampiyonluk eşiğinin bu kadar uzun olmasını istemiyoruz. Planımız oturmuş bir kadro ve ekip ile uzun vadeli bir başarı yaratmak. Üst üste 3 - 4 yıl şampiyonluk amaçlıyoruz. 


Kaptan benim sahadaki temsilcim. Kaptana nasıl saygı duyulmasını gösterirseniz, diğer oyuncular da ona öyle saygı duyar. En önemlilerimiz İbrahim ve Necip. Kaptanlık konusunda yerli oyuncudan yanayım, yerli oyuncunun kaptan olması bana göre daha yararlı.


"Batuhan'la En Ufak Sorun Bile Yaşamadım"


Futbolcuların özel yaşantısındaki yanlışları ile ilgili onlarla konuşuyorum. Sanılmasın ki onları ekran önünde şikayet ediyorum. Burada en önemli görev kaptana düşüyor. Kaptan onları takip edecek ve onlara örnek olacak. Doğru insanlarla oturun konuşun ve kendinizi geliştirecek şeyler yapın diyorum. Batuhan ile ilgili çok mücadele ettik. Çok iyi bir çocuk ama kendisine kötü davrandığı için çok üzülüyorum. Batuhan’ı oynatmak için Almeida’yı sola kaydırdım. Almeida’ya bir şey olma ihtimaline karşı Batuhan’ı almıştım. Hiç bir saygısızlığını görmedim. İddia edildiği gibi en ufak bir sorun bile yaşamadım onunla. Batuhan’ın ilerleyen zamanda kendini toparlayacağını düşünüyorum.


"Herkesin Beşiktaş'a Sahip Çıkması Lazım"


Beşiktaş gibi büyük bir takımın bahis gibi konularla işi olmaz. Beşiktaş’ın Avrupa kupalarına katılamaması olacak şey değil. Bence tarihimizdeki en büyük ceza bu. Bir daha böyle bir olayın gerçekleşmemesi için herkesin kulübüne sahip çıkması lazım. Kulübe sahip çıkılması için böyle kötü olayların yaşanmasına da gerek yok. İnşallah böyle bir konuyla hiç bir Türk kulubü muhatap olmaz.   


Maç günü ve saatleri ile ilgili federasyondan arıyorlar. Örneğin Cumartesi günü saat 2 ‘de oynayın diyorlar. Beşiktaş gibi bir takım bunu oynar mı? Biz kabul etmeyince Cuma günü oynayın diyorlar, biz de gece oynamak için kabul ediyoruz.


"Olimpiyat Stadı'nda Oynamayı Düşünmüyoruz" 


İnönü Stadı yıkıldığında ya Türk Telekom Arena ya da Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynamak istiyoruz. Olimpiyat Stadı’nda oynamayı düşünmüyoruz. Ambiyans ve futbol oynama koşulları açısından Olimpiyat’ı istemiyoruz. 


"Oğuzhan'ın Arkasındayız"


Galatasaray maçından sonra Oğuzhan ile birebir konuştum. Melo’nun kendisine tükürdüğünü söyledi. O yüzden benim için bu konu kapandı. Oğuzhan böyle bir konuda sinsilik, kurnazlık yapacak bir kültürde ve yaşta değil. Biz oyuncumuzun arkasındayız.


Basın mensupları ile ilişkilerimden memnunum. Türkiye’de maç analizi istenmiyor, dolayısıyla yalan haberler çıkıyor. Bu da bizi bazen üzüyor tabii. Belki de kamuoyunu farklı yönlendirmek için olabilir. Fernandes’i kaptan olarak hiç düşünmedim. Ben memnunum kaptanlarımdan. Eğer Fernandes’e iyi bir teklif gelirse daha iyisini alabileceksem satılmasını isterim.


Kadroyu korumaya çalışmak ve ücretlerini zamanında ödemek öncelikli amacımızdı. O yüzden nokta atışı yapabileceğimiz oyunculara yönelemedik. Ama bunu yapacağız. 


Şehir takımı olmayan, fazla şehircisi olmayan pilot takım düşünüyoruz. Hatta 2 takım düşünüyoruz. Pilot takımı şirketimize alıp biz yönetmek istiyoruz. 


Merkez Hakem Komitesi Başkanı Zekeriya Alp ile hakem hataları ile ilgili hiç konuşmadım. Biz Beşiktaş takımı olarak kimseden bir şey istemiyoruz. Sadece haksızlık yapılmasın istiyoruz. 


"Süleyman Seba, Bize Beşiktaşlılık Duruşunu Öğretti"


Süleyman Seba’nın bize çok katkısı oldu. Beşiktaşlılık duruşunu bize o öğretti.


Uzun vadeli planlamamızı başarıya yönelik yaptık. Seneye farklı bir boyutta düşünmek zorundayız.


Uzun zamandır "Keşke Beşiktaş’ı çalıştırsam" diyordum. Mesela Bursaspor’u çalıştırırken Beşiktaşlı olduğum için çok tepki alıyordum. Tribünler “Beşiktaş’a git sen” dedikçe içimden "İnşallah" diyordum. Beşiktaş’ın daha çok parası olsaydı tabii ki yabancı teknik direktör ile çalışmayı planlarlardı.


"İmzayı Attıktan Sonra Süleyman Seba'nın Yanına Gittim"


İmzayı atar atmaz, Süleyman Seba’nın yanına gittim. "Beşiktaş’a teknik direktör oldum" dedim. İnanılmaz duygulandı, çok mutlu olduğunu söyledi ve nasihatlerde bulundu.

"Oyuncularımın Hepsini Seviyorum ve Güveniyorum"

İşini iyi yapmayan oyuncuyu tabii ki eleştireceğim. Eleştirmeyip ne yapacağım? Her maç sonrasında pozisyonları yüz yüze  tartışıyoruz. Hakeden oyuncuyu övmek de bizim işimiz, eleştirmek de. Oyuncularımın hepsini seviyorum ve onlara güveniyorum. Sezon sonunda ise işini iyi yapamayanlarla yolları ayırmak gerekir.


"Taraftarlarımız Bize İnansın"


Karabükspor, Eskişehirspor, Gaziantepspor maçları bizi inanılmaz üzdü. Trabzonspor maçında ise son dakikada kaçırdığımız gol beni üzmedi aksine, 8 futbolcunun yerde yatma görüntüsü beni mutlu etti.


Biz, Beşiktaş’ı koşullar ne olursa olsun iyi yerlere getireceğiz. Taraftarlarımız yeter ki bize inansın ve arkamızda dursun. 


Kaynak: BJK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder